Vaiz olan bir asker olan Munro, ilk İngiliz sömürgecilere hizmet etmek için Yeni Zelanda'ya gelir ancak güçlü şef Maianui tarafından farklı bir amaca hizmet etmesi için dönüştürülür.

Soğuk ve kasvetli bir kış gününde, eskort Claudia Draper, müvekkili Allen Green’i savunmak adına hayatına son verir. Bu trajik olayın medyada büyük bir yankı uyandırmasını önlemek isteyen annesi Rose ve üvey babası Arthur Kirk, kamuoyunda çıkabilecek skandalı bastırmaya çalışırlar. Bu amaçla, Dr. Herbert Morrison’dan Claudia’nın zihinsel dengesinin yerinde olmadığı yönünde bir rapor düzenlemesini talep ederler.Ancak Claudia, bu raporun kabul edilmesi halinde, süresiz olarak bir akıl hastanesine kapatılacağının farkındadır. Bu nedenle, duruşmalar boyunca aklî dengesinin yerinde olduğunu kanıtlamak için kararlılıkla mücadele eder.Dava süreci, savunmayı üstlenen avukatın mahkeme salonunda Claudia’ya fiziksel saldırıda bulunup ardından istifa etmesiyle bambaşka bir boyut kazanır. Ortaya çıkan bu krizle birlikte, hakim kamu avukatı Aaron Levinsky’i görevlendirir. Ancak Levinsky, yoğun iş temposu nedeniyle Claudia ile doğrudan görüşmeyi reddeder. Bu durum, Claudia'nın tepkisine yol açar ve aralarındaki ilişki gerilimle başlar; Claudia, Levinsky’nin iş birliği yapması için sert bir tutum sergiler.Sonunda, mahkeme Claudia’nın yargılanmaya uygun olduğuna hükmeder ve yargı süreci devam ederken, kefaletle mahkeme salonundan ayrılmasına izin verir.

35 yaşındaki yazar ve profesör Frances, acı verici bir boşanmanın ardından arkadaşlarının önerisiyle Toskana’ya bir geziye çıkar. Orada, harabe hâlindeki Bramasole isimli bir villayı ani bir kararla satın alır. Villayı onarırken aynı zamanda kendi yaralarını da saran Frances, hayatın sürprizlerle dolu olduğunu ve hayallerin en beklenmedik anda gerçekleşebileceğini keşfeder.

Haydarpaşa gişelerinde çalışmakta olan orta yaşlı Şükran’ın hayatı, oğlu Veysel’in gizemli bir şekilde kaybolmasıyla altüst olur. Fabrikada çalışan genç Veysel’in, babasının geçmişteki politik faaliyetlerinden etkilenmemesi için çabalayan Şükran, oğlunun yokluğuyla büyük bir boşluğa düşer. Tüm kapıları çalsa da ve yardım arasa da sonuç alamaz; umutla başlayan arayışı zamanla çaresizlik dolu bir bekleyişe dönüşür.

Hichki filmi , Tek hayali öğretmen olmayı istemek olan Naina Mathur, tüm yaşamını gelecekte bir öğretmen olabilmek için sürdürür. Naina Mathur kekeme hastası, sıklıkla tıkanıklık yaşayan bir kadındır. Yalnız bu hastalığı yüzünden aiile ve çevresinden baskı görerek daha farklı bir meslek seçme konusunda tavsiyeler alır. Naina Mathur tüm söylenenleri geride bırakıp, ümitlerle beklediği ve kazandığı öğretmenliğe kavuşur. Artık bir öğretmendir, ama hayat kendisinin istediği gibi sorunsuz ilerlemiyor. Karşısına çıkan bazı zorluklar kendisine olan inancını zedelemeye başlar. Bakalım Naina Mathur kendi kararları ile tercih ettiği mesleğinde istediği başarıyı elde edecekmi. www.filmizle724.com iyi seyirler dileriz..

Joseon Hanedanlığı'nda biri efendi, diğeri köle olsa da birlikte büyümüş iki arkadaşın yolu, savaş sonrası rakip taraflarda iki düşman olarak tekrar kesişir.

II. Dünya Savaşı dönemindeki Nazi zulmünü gündemde tutan filmlere bir yenisi daha eklendi. "Poklosie" adlı film vizyona girdiği Polonya'da polemiklere sebep oldu. Film Polonya'nın Jedwabne köyünde Nazilerle işbirliği yapan Leh köylülerin Yahudi komşularını öldürmelerini konu alıyor. Yapımcı Dariusz Jablonski tarihi gerçekliğin ortaya konmasını istediklerini söylüyor: "Önemli olan bunun Polonya'nın yüzde biri, daha azı ya da daha fazlası tarafından işlenmiş olması değil. Önemli olan ne olduğunu öğrenmemiz. Çünkü Polonyalıyız ve kendi tarihimizle yüzleşmekten korkmamalıyız."Senaryo, tarihçi Jan Gross'un 2001 yılında yayınladığı "Jedwabne Yahudilerinin yok edilmesi" adlı kitapta anlatılan olayları çıkış noktası olarak kabul ediyor. Ancak film ve kitap muhalefetteki Hak ve Adalet Partisi tarafından ayrımcılık yapmak ve tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlandı: "Filmin gerçekle yakından uzaktan alakası yok. Fantezi ya da bilim-kurgu filmleri de böyle çekilir. Eğer bir filmde tarihteki kişilere yer verilecekse gerçeklere asgari saygı gösterilmesi gerekir." (Arkadiusz Czartoryski / Milletvekili)Dikkat çekici bir gişe başarısı yakalayan "Poklosie", benzeri bir dönem filmi yapılana kadar Polonya'nın gündemindeki yerini koruyacak gibi görünüyor.Not: Solunden'in gönderdiği özetteki sürprizbozan kısımlar çıkartılıp, yeniden gönderilmiştir.

En çok satan yazarlardan biri olan Ingrid, birkaç yıldır iletişimini kaybettiği savaş gazetecisi arkadaşı Martha ile ilişkisini yeniden canlandırır. İki kadın geçmişlerine dalarak anılarını, anekdotlarını, sanat eserlerini, filmlerini paylaşırlar; ancak Martha, yeni güçlenen bağlarını sınayacak bir istekte bulunur.

Fransa'nın en meşhur soyguncularından Bruno Sulak'ın 1980'lerde yaşadığı gerçek olaylardan esinlenmiştir. Pek çok soygun düzenleyen ama şiddete başvurmayan Bruno, polis gözetiminden tekrar tekrar kaçıp her seferinde sevgilisi ve suç ortağı Annie ile buluşarak kamuoyunun dikkatini çekti ve hem Fransa'nın bir numaralı halk düşmanı hem de özgürlük sembolü hâline geldi.

Hamile olan eşiyle birlikte evlerinde saldırıya uğrayan eski bir özel harekâtçı, kendini sorunlu geçmişiyle bağlantılı ölümcül bir insan avının ortasında bulur.

Hindistan’da Racastan sokaklarında yaşayan genç Hint Fakiri Aja, annesinin ölümünden sonra hiç tanımadığı babasını bulmak üzere Fransa’ya gitmeye karar verir. Ancak Paris’e ayak bastığı andan itibaren hiçbir şey planladığı gibi gitmez. Tuhaf bir taksi şoförüyle yaptığı yolculuk sonunda kendini şehir dışındaki bir IKEA’da üstelik Marie adlı güzel bir kıza sırılsıklam aşık olmuş bir şekilde bulur. O da yetmez, yanlışlıkla bir dolabın içinde kapalı kalarak Avrupa’da bambaşka bir yere kargolanır. Sınır polislerinden ve Somalili mültecilerden uzak durmaya çalışırken yol boyunca birbirinden renkli ve eğlenceli karakterlerle tanışır. Roma’da dans pistlerinden Akdeniz’de sıcak hava balonuna uzanan bir dizi eğlenceli yolculuk yaparak. Tek istediği sağ salim Paris’e hayallerine geri dönebilmektir. Bakalım Aja kıvrak zekâsı, yaratıcılığı ve sihirli numaralarıyla yeniden Marie’ye kavuşabilecek ve babasını bulabilecek midir? filmizle724 iyi seyirler diler..

Bu film, Legend 1’in kaldığı yerden devam eder. Takumi’nin Night Kids ekibine karşı verdiği zorlu yarışları ve yeteneklerini nasıl geliştirdiğini gösterir.

Truffaut’nun sağır ve dilsizler için kurulan bir enstitüde çalışan doktor Itard’ı canlandırdığı filmde, ormanda bulunan ve konuşmayı bilmeyen Victor adlı bir ‘vahşi’nin uygarlığa döndürülme macerası anlatılıyor. Enstitünün sert yöntemlerinin Victor’u daha da uzaklaştıracağını düşünen Itard onu evine almaya karar veriyor.

1970’li yılların sonlarına damgasını vurmuş olan bu film, içe dönük bir müzisyen ile gazetecilik yapan iki kız kardeşin birlikte çıktıkları yolculuğu merkezine alıyor. Geçmişlerinden kalan karanlık bir olayın izlerini bu yolculuk boyunca gün yüzüne çıkaran kardeşler, hem kendilerini hem de birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı bulurlar.