Film, ana karakter Jeb’in etrafında şekilleniyor. Jeb, toplumdan yabancılaşmış, kendisini hiçbir yere ait hissetmeyen bir adamdır. Yalnız bir yaşam süren Jeb, insanlarla bağlantı kurmakta zorlanmakta ve bu durum onu bir çıkmaza sürüklemektedir. Ancak, en yakın arkadaşı Bo’nun yardımıyla yavaşça bu yalnızlıkla yüzleşmeye başlar. Bo, Jeb’in karşısına her zaman alışılmadık yöntemlerle çıkmakta ve Jeb’in bir adım öteye gitmesi için sürekli bir itici güç sağlamaktadır. Film, Jeb’in bu yolculuk sırasında kimlik arayışına, aşkın ve arkadaşlığın ne anlama geldiğine dair derinlemesine bir bakış sunuyor. Jeb’in hayatındaki boşlukları doldurmaya çalışan Bo, bir yandan da kendi kişisel sorunlarıyla başa çıkmaktadır. Aralarındaki arkadaşlık, birbirlerine olan sadakatleri ve bağlılıkları film boyunca temel bir tema olarak işlenir.

Lainy'nin evlenip bir aile kurma hayalleri altüst olunca, hamileymiş gibi davranmaya karar verir. Bir yalan söyler ve bu yalan, hayalini kurduğu adamla tesadüfen karşılaşıp aşık olmasına neden olur.

Marsilya'nın eski bir apartman dairesinde yaşayan üç kadın, kavurucu bir sıcak hava dalgasının etkisiyle hayatlarının en zorlu günlerini yaşamaya başlar. Sıcaklık, yalnızca bedenlerini değil, ruhlarını da kuşatırken, sıradan görünen hayatlarının altında saklı olan karmaşa gün yüzüne çıkar. Evlerinin dışına adım atamayacak kadar sıkışıp kalmışken, aralarındaki ilişkiler hem derinleşir hem de çatışmalarla sarsılır. Sıcak dalgasının etkisiyle artan gerginlik, onları geçmişleriyle yüzleşmeye ve yıllardır bastırdıkları arzularını sorgulamaya iter. Dış dünyanın dayanılmaz sıcaklığı, içerideki duygusal fırtınaları körüklerken, üç kadın kendi iç hapishanelerinde özgürlüğün ne anlama geldiğini anlamaya çalışır.

Bir ıslahevinde görev yapan idealist öğretmen, öz babasına yeniden kavuşma umuduyla, toplumdan dışlanmış bir grup genci Japonya’daki uluslararası kardan heykel yarışmasına katılmaları için ikna eder. Sorunlu çocuklardan biri olan Jab, yarışma takımı kaptanı olarak seçildiğinde, kendini karizmatik ve zeki öğretmen Kru Chom’un sıkı gözetimi altında bulur. Kar görmemiş bir ülkeden geliyor olmalarına rağmen bu çocuklardan, dünya çapındaki bu yarışmada başarı elde etmeleri beklenir. Bu hedef, başlangıçta imkânsız gibi görünür. Ekip içindeki çatışmalarla, dışlanmayla ve yoğun antrenmanlarla başa çıkmaları gerekir. Çoğunun ailesinden beklediği desteği bulamayan bu gençler, sorunlarının temelinde aile problemleri olduğunu keşfeder. Ancak bu mücadele, onlara ait olduklarını, inanan insanların hâlâ var olduğunu ve belki de en önemlisi, yeniden kendilerine güvenmeyi öğrenebileceklerini gösteren son bir şans olabilir.

Bir grup arkadaş, bir hafta sonu için lüks bir otelde konaklamaya karar verir. Ancak bu sıradan bir tatil değildir, çünkü yanlarında korumaları gereken devasa bir miktarda sanal para bulunmaktadır. İlk başta eğlenceli ve heyecanlı bir oyun gibi başlayan bu deneyim, zamanla karmaşık ve gerilim dolu bir mücadeleye dönüşür. Arkadaşlar, otelde yaşanan beklenmedik olaylar, tehlikeli durumlar ve çözülmesi gereken gizemler karşısında zekalarını ve yaratıcılıklarını kullanmak zorunda kalır. Her yeni sorun, dostluklarını ve ekip çalışması becerilerini sınarken, olaylar giderek daha tehlikeli bir hal alır.

Finlandiya’nın sakin kasabalarından biri olan Hurmevaara, bir gece gökyüzünden düşen bir meteorla sarsılır. Kasabanın huzurlu yaşamı, belediye başkanının bu gök taşının, yavaş yavaş yok olmaya yüz tutan bölge için hayati önem taşıdığını açıklamasıyla aniden altüst olur. Savaş gazisi ve aynı zamanda bir rahip olan Joel, meteoru koruma görevini üstlenir. Ancak bu değerli taş, yalnızca sıradan suçluların değil, daha büyük ve tehlikeli güçlerin de ilgisini çeker.Joel, meteoru güvende tutmaya çalışırken kendi hayatındaki daha büyük bir bilmecenin içine sürüklenir. Eşi, hamile olduğunu müjdeler; bu haber her ne kadar sevindirici olsa da Joel, savaşta aldığı yaralar nedeniyle baba olamayacağını bilmektedir. Karısının bu gerçekten haberi yoktur ve bu sır, ikisini bambaşka bir yolun eşiğine getirir.

Naveen'in yaşamı, zaman içinde bir masala dönüşmüştü; sadık bir koca ve sevgi dolu bir baba rolüyle mükemmel bir tablo çizerken, derinlerde yavaşça kırılmalar başlıyordu. Bugün ise kırılma noktasıydı. Simran'ın gizlice tıkınan görüntüsünü gördü, bir babanın en sevdiği kızına yöneltilen bu gözyaşı dolu yıkım onu sarstı. Karısı Sangeeta’nın, onun güvenini ve sevgisini boşa harcadığı o an, Naveen’in içindeki tüm inançları yıkmıştı. Kendine dair kimlik soruları, yıllarca sahip olduğu güvenli hayatın temellerini sarstı. O artık sadece bir koca, bir baba, bir kardeş değil, kendi hayatının kontrolünü elinde tutması gereken bir adamdır.